yukari cik
X

Tokat Atan Eller: 228 (2017)

Tokat Atan Eller: 228 (2017)

Film, Dokuz Eylül Edebiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Serpil Erfındık cinayetinin dava süreci sonrasına odaklanarak ailesinin yaşadıklarını tüm açıklığıyla seyirciye aktarıyor. 2013 yılında bir erkek tarafından öldürülen 228 kadından biri olan Serpil Erfındık’ın ardında kalan bu acı hikayenin soğukluğu tüm filme sirayet ediyor. Davanın görüldüğü ağır ceza mahkemesi önünde hukukçuların yaptığı açıklamada “Devlet için bir dosya daha rafa kalkmış, bir sayı daha azalmışken bizim için bir can yitirilmiştir.” mealindeki cümle, filmin kurmaya çalıştığı sayı/insan bağlamının da özeti oluyor.

Deniz Şengül ve Mazhar Yıldız’ın belgeseli bu cinayetleri işleyenlerin adaletsizce yargılanması ve var olan adaletsizliğin, bu cinayetleri engelleyememesi gibi karşılıklı ilişki içindeki neden-sonuç karmaşasını içeriğinde barındırıyor. Öldürülen 227 kadının 228’e yükselmesinin yalnızca bir detay ya da yanlış hesaplama değil, koca bir felakete dönüştüğünü de daha filmin ismiyle seyircisine yeniden fark ettiriyor. Kararan hayatların yalnızca gerçeklik bağı boşaltılan sayılar değil birer hayat olduğunu hem resmi makamlarca hem de aile gibi duygusal göndermelerle anlatıyor. Özellikle annenin sözlerinin doğrudanlığı, hissedilmesi ve yaşaması çok güç duygusal çöküntüyü akıllarımıza kazıyor. Annenin yüzü de Serpil’in arkasında bıraktığı tüm korkunun ve ne yazık ki çaresizliğinin resmi oluyor.

Belgesel “konuşan kafalar” metodunu adeta “tokat atan eller” modeline çevirerek işlevsel klasik anlatıyı dönüştürmesi açısından da yenilikçi olmasa da sıradan olanın dışına çıkmayı başarıyor. Hareketli kamerayla senkron bir biçimde kurgulanan konuşmacıların yakın plan el hareketleri, sözleriyle birlikte seyirci olarak bizlerin yüzüne çarpıyor. Bu kadın cinayetini aktaran eller, sinema perdesinde bizi uyaran bir adalet temsilcisine dönüşüyor. Ayrıca film bu davalarda emsal takip edilirken kararların birer kalıba dönüştüğü ve adaletin işlevini yerine getiremediği iddiasını vurguluyor. Böylece sistemin insan hayatını bir sayıya indirmekle kalmadığını, adaletin de yalnızca sözcükten ibaret kaldığını söylüyor.

Boşandığı eşinin bıçaklamalarına kurban giden Serpil’in annesinin davayı sorguladığı cümlelerin belki de hukuki bir karşılığı olmayacaktır ancak tüm seyirciler ve hatta sinema salonundaki dışında bu ülkede yaşayan herkesi yaşamını ilgilendiren bir konu olarak büyüyüp bir taş gibi hayatımızın ortasına düşüveriyor. Acının tokadını yemeyen ancak film vasıtasıyla bunu yüzünde hisseden insanlar yani seyirciler de bu adaletsizliği rayına sokabilecek kişiler oluyor. Çünkü filmin dayanışma mitingleri kayıtlarından aktardığı gibi bu hayat, ancak birliktelikle yaşanır hale gelebilir.

[stextbox id=’info’ shadow=”false” bwidth=’#fcec5b’ ccolor=’fcec5b’ bcolor=’fcec5b’ bgcolor=’fcec5b’ cbgcolor=’fcec5b’ bgcolorto=’fcec5b’ cbgcolorto=’fcec5b’]

Yapım Tarihi: 2017


Süresi: 
21:00

Yönetmen: Deniz Şengül, Mazhar Yıldız


Görüntü Yönetmeni:
Mazhar Yıldız


Kurgu: 
Deniz Şengül, Mazhar Yıldız, Yağmur Dinç, Damla Dinç

[/stextbox]