yukari cik
X

Öteki Taraf: Bilinmeyene Doğru Psikolojik Bir Yolculuk

Öteki Taraf: Bilinmeyene Doğru Psikolojik Bir Yolculuk

Yazar: Deniz Ali Tatar

 

Türk sinemasında zaman geçtikçe, Özcan Deniz’in kendine has bir sinema inşa ettiğini göremememiz mümkün değil. Deniz, Ya Sonra’dan (2011) İkinci Şans’a (2016) kadarki süreçteki yapımlarıyla, sinemaseverlerin beğenisini ve isteklerini hep yoklayıp durdu. Her projesinde de farklı konular işleyerek güzel yollar açtı. Üç aşağı beş yukarı çoğu yapımında da başarıyı sağladı kendi adına. Fakat bu kez hem riskli hem de Türk sinemasında görmeye alışık olmadığımız bir gerilim türü ile sinemaseverlerin karşısına çıktı: “Öteki Taraf”

Öteki Taraf, aslında temel hikayesini 2011 İspanya yapımı “La cara oculta – The Hidden Face” yani “Karanlık Taraf” filminden alıyor. Fakat Deniz, bu filmden aldığı hikayenin bir çok yerini değiştirerek Öteki Taraf’ı ortaya çıkarıyor. Ben The Hidden Face’i özellikle izlememeye çalıştım ki, Öteki Taraf için kafa karışıklığı olmasın. Ama tabii orijinal filmde kullanılan donelerden haberdarım. O yüzden, iki filmi karşılaştırmak yerine Öteki Taraf’ın içeriğine doğru bir yolculuk yapmak en doğrusu olacaktır. Filmi spoiler olmadan anlatabilmek çok zor. O yüzden filmle ilgili hiçbir fikriniz yoksa yazıyı okumaya devam etmenizi tavsiye etmem, çünkü bazı yerlerde ağır spoilerlara denk gelebilirsiniz…

Özcan Deniz’in hem yönetmen koltuğuna oturduğu hem de Meryem Uzerli ve Aslı Enver ile başrollerini paylaştığı filmde, mutlu bir çift olan Çetin ve Ece’nin Antalya’daki mutlu hayatları, İstanbul’a gelmeleriyle bambaşka bir hâl alır. Çetin’in eski sevgilisi Sara’dan Çetin’e reddedemeyeceği bir iş teklifi gelir.  Taşınmalarıyla birlikte çiftin arası zamanla Sara yüzünden açılır ve sonunda Ece, bıraktığı bir video kaydı ile Çetin’i terk eder. Çetin, Ece’ye ulaşmaya çalışır, fakat başaramaz; Sara da Çetin’i etkilemeye çalışır bu arada. İşin peşine polis de düşer, fakat gerçekte olaylar aslında kimsenin bileceği ve aklının alacağı gibi değildir…

Özcan Deniz, bugüne kadar yaptığı filmlerde aslında aynı çizgide gitse de, farklı noktalara ve hikayelere işaret ediyordu. Bu kez bambaşka çizgi ve bambaşka hikaye örgüsü üstündeyiz. Genel olarak başarılı bir görüntü yönetiminden söz edebiliriz. Kamera hareketlerinin yüksek olması, filmin temasıyla da uyumluluk gösteriyor. Kurgu tekniği ise alışılagelmedik bir şekilde, başından sonuna kadar değil, karışık bir şekilde ilerliyor ve bu filme kaliteli bir aksiyon katıyor. Filmde bazı sahneler ise gerilimin içinde sırıtmış ve gereksiz kalmış gibi görünüyor. Girişteki ilk dakikalar çok ruhsuz ve boş kalmış, biraz hareketli bir giriş olması ilerleyen dakikalara güç katabilirdi. Finale doğru intikam sahneleri ve bazı diyaloglu sahneler ise fazlaca abartılı duruyor. Kusurları olan bir senaryo olsa da başarılı bir uyarlama ve özgün tarafları sırıtmadan duran bir film var. Tema müzikleri de filmin doğasına uygun ve başarılı ilerliyor.

 

Aslı Enver’in filmde adeta karakter yaratımına şahit oluyoruz. Ece karakterinin yaşamış olduğu psikolojik bunalımları o kadar başarıyla yorumluyor ki Enver, bu da ciddi çalışma gerektiren bir karakter yaratımı oluyor. Filmin Ece kısmına geçtikten sonra adeta filmde nefes alıyor, Aslı Enver’in muhteşem oyunculuğunda filme kopmaz bağlarla bağlanıyorsunuz. Enver’in tek ve kapalı alan sahneleri için güzel bir metotla çalıştığı belirgin bir şekilde görülüyor. Meryem Uzerli de filmin muazzam performansı. Sara karakteri filmin başında bambaşka bir salon kadınıyken, finale doğru nevrotik hareketler edinmiş takıntılı bir kadını görüyoruz. Özellikle şarap fırlatma sahnesi ve aksiyon sahnelerinde çok başarılı. Filmin bazı yerlerinde Sara’dan nefret ettim ama bazı sahnelerde de acımadım değil. Bu da Uzerli’nin başarılı performansından kaynaklı… Özcan Deniz ise oyunculuğunda iyi performans sergilese de, bu kez yönetmenliğinde kendine yeni şeyler katmış olarak geliyor. İkinci Şans filminde de başarılıydı, ama bu kez gerilim için de Türk sinemasına farklar sunuyor…

Öteki Taraf, yerli sinemaseverlere gerilim türünü vaad etmiyor değil. Ama büyük beklentilerle filme girmeniz, sonunda hayal kırıklıklarına neden olabilir. Bu filmin yarı uyarlama olduğunu bilerek gitmek daha doğru. Ben açıkçası gerilimli ve tek sahneli ürperti veren sahneleri, bu sene izlediğimiz ilk film olan “Kaygı” kadar başarılı buldum. Tabi konu olarak birbirine benzer filmler değiller ama, gerilim öğesinin kullanımı anlamında başarıya yakınlar… Filme girerken şaşırmaya, gerilmeye, sinir olmaya, hop kalkıp hop zıplamaya hazır olun. Çıktıktan sonra da üstünde fazlaca düşünmeniz gereken soru olacak: “Ben yapar mıydım?”