yukari cik
X

Melis İşiten’in Savaşçı Kadınları: Hikayemi Ben Seçtim (2019)

Melis İşiten’in Savaşçı Kadınları: Hikayemi Ben Seçtim (2019)

82ekran için yazan: Polat Öziş

Bazı anlatılar vardır, bitişinin ardından birkaç kelam etmeye zorlar insanı. Bu kimisi için dost meclisinde mevzu bahis olacak bir konudan ibarettir, kimisi ise içinse kağıda dökeceği bir duygu seli. Ben, uzunca bir süredir filmleri ve dizileri sözcüklerle anlatıyorum. Bu seferse beni yazmaya iten, yazmak konusunda teşvik eden eser bir kitap. 13 farklı kadın öyküsünden oluşan, oldukça pozitif ve tebessümü beraberinde getiren bir kitap hem de. O kitap, Melis İşiten imzası taşıyan Hikayemi Ben Seçtim. Dilerseniz gelin bu anlatıyı artılarıyla eksileriyle hep birlikte inceleyelim.

İlk baskısı Aralık 2019’da Küsürat Yayınları’ndan çıkan Hikayemi Ben Seçtim, sokakta, okulda, işte veyahut televizyonda karşımıza çıkması muhtemel gerçekçi kadın portrelerini ele alıyor. Bunu da merkezine yerleştirdiği kadınların dilinden yapmayı tercih eden kitap, böylece kendine has bir üslup yaratmayı başarıyor ve adeta bir söyleve dönüşüyor. Kadınların, güçlü kadınların pozitif söylevine…

Hikayemi Ben Seçtim, şüphesiz ki tekil hikayeleriyle okuyucuyu içine çeken bir kitap. Ancak tüm hikâyeleri birbirine bağlayan “savaşçı kadınlar” teması, anlatıyı tümüyle çekici hale getiren asıl unsur. Evet, bu kitap bir söylev! Asla vazgeçmemeyi öğütleyen, türlü yılgınlıklara karşı dik durmayı öğütleyen ve hayatın her daim yaşamaya değer olduğunu gözler önüne seren… Bir nevi Melis İşiten, odağına aldığı hikayeler aracılığıyla tüm kadınlara sesleniyor ve hepsine ortak bir çağrıda bulunuyor: Her ne olursa olsun yaşayın!

“Yaşayın, kendinize güvenin, siz isteyince her şey olur” gibi özgüven tetiklemeyi esas alan eylem çağrıları esasen git gide içi boşalan söylemler. Eh, ortalarda bu kadar çok kişisel gelişim zırvası dolaşırsa olacağı bu. Ancak Hikâyemi Ben Seçtim, bütüne tesir eden söylemini geliştirirken, kendini asla bu zırvalıklara teslim etmiyor. Aksine savaşçı kadınları vesilesiyle anbean dile getirdiği “yaşayın” çağrısının altını doldurmayı başarıyor. Burada anlatıyı farklı kılan ana etmen ise, yansımasını birebir hayattan alan karakterler. Evet, karşımızdaki öyküler ve bu öykülerin kahramanları belki hayal ürünü. Ancak kitabın girişinde, “tüm bunlar yaşanmış, gerçekten hayatta olan kadınların anlatısı” denilse hangimiz itiraz ederdik? İtiraf etmek gerekir ki kitapta yer alan Beril de Deniz de Gülcan da yarın karşılaşma ihtimalimiz olan, “içimizden” karakterler. Nitekim kitabın, gerçek ile olan yakın ilişkisi de Hikayemi Ben Seçtim’i muadillerinden ayıran ve merkezine yerleştirdiği pozitif söylemini realiteyle birleştirmesine vesile olan birincil değişken.

Hikayemi Ben Seçtim’in içeriği kadar biçimi de hayli dikkat çekici. 150 sayfa uzunluğundaki kitabı tek oturuşta hatmetmek fazlasıyla mümkün. Burada ise yazar Melis İşiten’in takındığı dil oldukça önem arz ediyor. Yer yer şairane bir üsluba bürünen ve böylelikle sözcükler arasındaki ahengi gözle görülür kılan İşiten’in asıl alametifarikası ise bir an olsun kendisini ön plana çıkarma gayesi gütmemesinde gizli. Aksine, odağına aldığı karakterlere başarıyla bürünmesi ve yaratılan öyküleri anbean yaşıyor oluşu anlatının halihazırdaki gücünü perçinliyor. Tabii burada yazarın tiyatro kökenli oluşunun payı da fazlasıyla büyük. Evet, yıllarını sahnede geçirmiş, hayatını bu meslek etrafına inşa etmiş bir sanatçının, kurgusal karakterlere bürünmesi şaşılası bir durum değil. Ancak, kurgusal karakterlere bürünürken, sözcüklerin de bu birlikteliğe aynı paralelde eşlik etmesini sağlamak, ziyadesiyle takdire şayan.

Peki, Hikayemi Ben Seçtim’in hiç mi negatif bir yanı yok? Bittabi var. Doğrusunu söylemek gerekirse, anlatının merkezine yerleştirdiği tekil hikayelerin kurgusu fazlasıyla zayıf. Özellikle öykülerin ayrı ayrı çok katmanlı olmayışı, her bir karakterinin sonunu tahmin edilebilir bir noktaya getiriyor. Bu da ister istemez merak sosunu törpülüyor ve karakterlere karşı ilginin git gide minimum düzeye inmesine sebebiyet veriyor. Öykü gibi kısa ama öz anlatıların en büyük problemlerinden biri olan derinlik mevzusu da yer yer kitapta hortlayan detaylardan. Özellikle kimi karakterlerin motivasyonunun net bir şekilde ortaya dökülmeyişi, karakter derinliği noktasında da birtakım problemleri beraberinde getiriyor. Kim bilir, belki kitap bir 100 sayfa daha uzun olsaydı, problem diye yakınılan sorunlar rafa kalkardı?

Oyuncu ve yazar Melis İşiten’in 13 farklı savaşçı kadının hikayesini pozitif bir şekilde ele aldığı ve mutlu sona giden yol bizlerin elindedir dediği eseri Hikayemi Ben Seçtim, rahat okunan yapısıyla dikkat çeken bir başucu kitabı. Özellikle dramatize olmaya fazlasıyla müsait hikayeleri ajitasyondan bilinçli olarak kaçan bir üslupla sunan kitap, yaş ve statü ayırt etmeksizin umut vadeden, hayattaki tüm yılgınlıklar ve mağlubiyetler de bizim içindir diyebilen optimist diliyle fark yaratan bir iş. Evet, hayatın tam da merkezinden gelen bu kadınların öyküsü, kimi zaman sıradan hatta basit gelebilir. Ancak doğrusunu söylemek gerekir ki, Melis İşiten’in samimi dilinden çıkagelen bu karakterleri sevmemek elde değil. Onlar vesilesiyle tüm kadınlara biçilen “güçlü olun ve düş kurmaktan vazgeçmeyin” söylemi de bu içten anlatının tuzu biberi.