yukari cik
X

Maceraperest Bir Dizi: Million Yen Women

Maceraperest Bir Dizi: Million Yen Women

Million Yen Women, Tv Tokyo ve Netflix işbirliği ile ortaya çıkan bir yapım. Ve hemen başta belirtmek gerek ki, dizi bir manga uyarlaması. Bu güzel bir detay; zira dizide birçok ilginç karakterin çıkmasına olanak sağlıyor. Nitekim karakterlere de ilginç hikâyeler eşlik ediyor.

Ana karakterimiz Michima Shin kitapları satılmayan bir yazardır. Babası bir gün Shin’in annesini, sevgilisi ile basar. Ve bir sinir haliyle ikisini de öldürür. Nispeten kaza diyebileceğimiz şekilde bir polis memurunu da öldürür. Neticede üç kişinin katili olarak hüküm giyer ve idam cezasının infazını bekleyeceği hapis hayatına başlar. Tüm hayatını değiştiren bu olaydan sonra Shin, yeni bir eve taşınır ki bizim izleyeceğimiz hikâyenin dönüm noktası da bu atılım olur. Shin berbat bir ev yaşamı sürmekteyken günün birinde eve geldiğinde bir kadınla karşılaşır. Kadın buraya davet edildiğini söyler ve elinde bir davetiye vardır. O evde yaşamasını teklif eden bir davetiyedir bu. Her ay bir milyon yen karşılığı o evde yaşayacaktır. İşin en ilginç yanı ise davetiyeyi gönderen kişinin Shin değil bir başkası olmasıdır. Günler geçtikçe davet edilen kişilerin sayısı beşe ulaşır; Shin de dâhil altı kişi bir evin içinde yaşamaya başlarlar. Shin’in hayatı ise, bu beş kadının evinde yaşamaya başlamasından sonra tamamen değişir. Evi daha düzenli ve temizdir; çünkü artık yalnız değildir. Shin evindeki kadınlara nispeten hizmetle yükümlüdür, onların özel hayatlarına karışamaz ve ayrıca odalarına girmesine izin yoktur. Tüm bunlar davetiyelerin birer koşuludur.

Yazar Shin’in hemen hemen günlük rutini haline gelen bazı durumlar vardır. Sık sık aynı fahişeyi ile ölen polisin annesini ziyeret etmesi, market alışverişi yapması ve tüm bunlardan kalan zamanda kendini yazmaya zorlaması bu rutinler arasında sayılabilir. Ayrıca başka bir ilginç konudan bahsetmek gerekirse, Shin’in evine sürekli onun bir katil olduğunu, ölmesi gerektiğini söyleyen birçok mesaj gelir.

Hikâye, bu noktadan itibaren temelini davetiyeleri kimin gönderdiğini bulmak üzerine inşa ediyor. Tüm bu süreçte tabii ki beş kadın karakterin de hikâyelerini tek tek öğreniyoruz. Dizi bu açıdan aslında hemen hemen tüm karakterlerine eşit mesafede yaklaşıyor. Ancak bu noktada yazar Shin’i ayrı bir yere koymak lazım. Belirtmek gerekir ki; yer yer yapay ve gereksiz duygusal sahneleri ile dizi bazen modunu fazlasıyla düşürebiliyor. Ayrıca bazı karakterlerin hikâyelerinin de inandırıcılık sınırlarını zorlaması senaryoya negatif bir eleştiri getirilmesinin önünü açıyor. Bu saydığımız hususlar dizinin olumsuz yönleri olarak dikkat çekiyor ve seyir zevkinin düşmesine neden oluyor.

Diziye karşı geliştirilebilecek eleştirilerden biri de karakterlerin tüm dizi boyunca yerinde sayması olacaktır. Nitekim genel olarak inandırıcılık problemi yaşayan dizi, ilk bölümünde yarattığı beklentinin devamını getiremiyor ve hikâyesel anlamda olmasa dahi karakter bazında sınıfta kalıyor. Bu da “Başladık bari bitirelim” mottosuyla, isteksiz bir şekilde dizinin izlenmesine neden oluyor.

Dizinin sevilesi yönlerine geçtiğimizde ise, karakterlerin bir animeden fırlamışçasına ortaya koyduğu tavırları söyleyebiliriz. Örneğin Shin’in evinde kalan kadınlardan birinin sürekli çıplak dolaşması yahut yemek masasına anadan doğma oturması, birbirinden eğlenceli anları da beraberinde getirmektedir. Keza bu noktada dizinin beslendiği manganın etkisinin de yadsınmayacak derecede büyük olduğunu söylemek mümkün hale geliyor.

Kısaca betimlemek gerekirse Million Yen Women, mükemmel olarak addedebileceğimiz bir iş olmasa dahi, mangaya çalan yapısıyla boş zamanların kurtarıcısı olabilecek nitelikte bir yapım. İzleyecek farklı bir şey arıyorsanız ve fazlasıyla boş vaktiniz varsa diziyi izleme listenize alabilirsiniz. Aksi takdirde maceraya yer ayıracak vaktiniz yoksa ve dizi konusunda epey seçiciyseniz, iki kere düşünmenizi şiddetle tavsiye ediyoruz.