82ekran için yazan: Ahmet Toğaç
Gerçek bir müzeden esinlenen ve fantezi dolu bir zihinden çıkan Bitmiş Aşklar Müzesi, hikayesi itibariyle kısa film izleyicilerine farklı deneyimler sunuyor. Murathan Özbek’in prömiyerini 37. İstanbul Film Festivali’nde yaptığı bu filmi, Türk kısa film külliyatında eşine pek kolay rastlanamayacak kadar gösterişli bir eser. İnsanlar tarafından müzeye bırakılacak ve onların bitmiş ilişkilerden kalma eşyalarını sergilenmesi üzerine bir hikayenin hüznü ve nostaljiyi beraberinde getirmemesi olanaksız olacaktı. Bu hüznü daha da fazlalaştıran durumsa müzeye girecek yeni eleman Ali’nin gerçek aşkı tatmamış olmasıdır.
Gerçekte var olan bitmiş aşklar müzelerinden farklı olarak film, eşyaların hikayelerini sahiplerinden öğrenmiyor. Böylece müze aslında bir sergi yerine dönüşüyor. Ancak bu sergi hep toplayan ve hiç dağıtmayan bir mekana dönüşüyor. Bu toplayıcılık ise insanların katılımıyla deneyimleyeceği ve bakılan eşyalardan kendi hikayelerini yaratabileceği bir işleyiş kazanıyor. Böylelikle eşyalar gerçekliklerinden koparılıp, bakanın özneline dönüşüyor. Bu haz ise fetişistik bir durumu beraberinde getiriyor. Ali’nin hikayesi ise dolaylı olarak yaratılan bu durumun tam merkezinde şizoid bir karakter olarak var oluyor. Tanımadığı bir kadının, bilmediği hikayesini kendi zihninde var eden Ali, hayallerine yarattığı kadına aşık oluyor. Nesnelerle kurduğu bu ilişki hem onun yalnızlığına hem de psikotik sorunlarına vurgu yapıyor. Herkesin belki de hüzünle yaklaşacağı nesneler onun için vazgeçilmez birer hayat parçalarına dönüşüyor. Ali nesneler üzerinden fetişleştirdiği kadın, asla kendinden ayrılmayacak hayali ve güvenli bir imajken bu kadının gerçekliği onun için korkulan bir kişi oluveriyor. Böylece Ali sosyal hayatta kendini var edemeyen ve yalnızca kendini o hayali odasında yaşıyor hissedecek biri haline geliyor.
6. Uluslararası Boğaziçi Film Festivali Ulusal Yarışma Bölümü seçkisinin ardından yönetmenin soru-cevap kısmında belirttiği ve filmde de görünür olduğu üzere Edward Hooper’in resimlerinden alınan kadraj referansları film için duygusal durumları ifade eden herhalde en ideal kaynaklar konumundadır. Yine seyircilerden bu kısımda gelen , “Bitmiş Aşklar Müzesi uzun film olur mu?” sorusu film bittikten sonra birçok kişinin aklında belirmiştir. Uzun metrajın olanaklarının pek tabi daha geniş oluşu bu hikayeyi elbette daha cazip kılacaktır ancak Bitmiş Aşklar Müzesi çoktan kendini ispatlamış bir film olarak hatırlanacaktır, uzunu gelse dahi.
[stextbox id=’info’ shadow=”false” bwidth=’#eaf54e’ ccolor=’eaf54e’ bcolor=’eaf54e’ bgcolor=’eaf54e’ cbgcolor=’eaf54e’ bgcolorto=’eaf54e’ cbgcolorto=’eaf54e’]
Yapım Yılı: 2017
Süre: 18:38
Yapımcı: Taha Altaylı
Yönetmen: Murathan Özbek
Senaryo: Murathan Özbek, Can Deniz Atıcı, Ediz Anavi
Görüntü Yönetmeni: Emre Karbek
Sanat Yönetmeni: Tuğba Karabulut Bastem
Işık: Barış Ünlü
Kurgu: Deniz Çizmeci
Oyuncular: Gün Koper, Büşra Develi, Ahmet Rıfat Şungar
[/stextbox]