Hatırlayın! Bundan yıllar önce ülkeye yabancı dizi izleme alışkanlığı kazandıran muhteşem yapımlar vardı. Şimdilerde Netflix, Amazon, Hulu, PuhuTV, BluTV gibi tüm dizileri platformlar aracılığıyla bir günde tüketme gibi bir seçeneğimiz yoktu. Dizilerin genelinin bir sezonu 22 bölüm oluyor ve gelecek haftayı sabırsızlıkla bekliyorduk. Bu sırada da tüm hafta boyunca eş dostla izlediğimiz o bölümü ve önümüzdeki hafta neler olabileceğini tartışıyorduk. O heyecana ne oldu?
Hepimize o heyecanı kazandıran yapımlardan biri de Heroes’tu. Tıpkı kostümsüz ve karanlık bir X-Men takımı gibiydiler. X-Men gibi onları tek bir okulda toplayacak güçlü bir profesörleri yoktu. Ama gönlümüzün poğaça suratlı kahramanı Hiro Nakamura vardı! Herkes onları öldürme ya da hapsetme peşindeydi ve kendilerinden başka güvenecek kimseleri yoktu. Her ne kadar bu distopik gelecek temalı harika diziyi hatırlayınca iç çeksek de, Heroes’a bir şey olmuştu. Sahi ne olmuştu? Kayan yıldız misali bir anda yok oluveren bu dizinin başına neler geldiğini inceleyelim.
Dünya üzerinde özel güçlere sahip birçok insan vardır. Bu güçler evrimsel gelişimin bir sonucu olarak insanların DNA’larındaki değişimlerle ortaya çıkıyordur. Kendilerini gizleyerek yaşayan ve onlara önderlik edecek kimseleri bulunmayan bu özel insanlar, tanışmamalarına rağmen birbirlerine bağlıdırlar. Bağlı olmalarının nedeni ise özel bir organizasyondur. Bu organizasyon, tüm özel güce sahip insanları çoktan bulmuş, incelemiş ve onları takip cihazı ile izlemektedir. Aynı zamanda bazılarının yaşamlarına en başından beri müdahale ediyordur. Özel insanlarımız da istemeden de olsa birbirlerini bulacak ve başta organizasyon olmak üzere tüm kötü adamların karşısında duracaklardır. Saçma takma isimleri olmayan kahramanlarımızı hatırlayalım: Herkesin gücünü bünyesinde toplayabilen Peter Petrelli, kendini iyileştirme özelliğine sahip olan Claire Bennett, uzay-zamanı bükebilen Hiro Nakamura, çift kişiliğe sahip olan Niki Sanders, insanların düşüncelerini okuyabilen Matt Parkman ve tabii herkesin gücünü ele geçirmeye çalışan kötü kahramanımız Sylar. Her biri özel ve her birinin kendi hikâyesi vardı. Üstüne üstlük dizinin çoğu bölümünde hiçbir karakter birbiriyle karşılaşmıyor, ama hikâyeyi aynı anda yürütebiliyorlardı. Böyle karmaşık bir senaryoyu hazırlayabilmek gerçekten de hayranlık uyandırıyordu. Üstelik hikâyede klişeye yer yoktu. Kahraman olmak o kadar da kolay değildi ve sıradan insanların olaylardan haberleri olmadığı için onlara teşekkür de etmiyorlardı.
İlk sezonun son derece başarılı gitmesinin ardından dizinin başına aksilikler geldi. İzlenme sayıları Amerika çapında bir anda 11 milyondan 4 milyona geriledi. Muhteşem bir ilk sezonun ardından dizi 8 Emmy adaylığı almış ve Golden Globe sahibi olmuştu. İkinci sezon ise açılışını 17 milyon izlenme ile açmıştı. 2004-2010 yılları arasında yayınlanan Lost dizisiyle yarış içerisinde gösteriliyor ve onun gibi olması bekleniyordu. Ancak ilk sezonu 22 bölüm olmasına karşın ikinci sezonu yalnızca 11 bölüm olarak belirlenmişti. Yine de dizi, 4. sezona kadar gelmeyi de başardı. Bu düşüşün ve 4. sezonun ardından hızla dizinin iptal edilmesi ise büyük bir nedene bağlanıyordu: Senaryo. Kulağa basit geliyor, değil mi? Senaryosu kötü olan bir dizinin tutunması mümkün olmaz. Ancak senaryosunu kötüleştiren başka faktörler bulunuyordu: Hollywood senarist grevi. İlk sezon ve ikinci sezonun ortalarına kadar Heroes kendi mitolojisini yaratabilecek kapasitede bir diziydi. Ancak senaryosunun alaşağı olması her şeyi mahvetti. Dizinin yaratıcısı Tim Kring, dizinin iptal edileceği haberini almasının ardından Heroes’u canlandırmak için çeşitli çabalara girişti. İki saatlik bir televizyon filmi anlaşması yapmak için uğraşan Kring, başarılı olamadı…
Şimdi asıl neden olan senarist grevinin ardında yaşananlara odaklanalım. 2007 yılında WGA (Writers Guild of America) isimli senarist birliği, Hollywood’un iplerini elinde tutan AMPTP’ye (Alliance of Motion Picture and Television Producers), yani yapımcılara kafa tutmak istedi. Senaristler yapımcılara, yani yetenekliler parası olanlara savaş açtı. Aslında bu durum daha önce de iki kez yaşanmıştı. İlk grev 1959-60 yılları arasında yaşanmış ve en sonunda yazarlar savaşı kazanmıştı. Grevin nedeniyse, televizyon showlarının tekrar tekrar yayınlanması ve bundan yapımcıların büyük paralar kazanmasına rağmen, aktörlere ve yazarlara hiç para ödenmemesiydi. İkinci grev ise 1988 yılında gerçekleşti. Bu kez ise konu pazarlamaydı. Televizyon showları pazarlanıyor, yapımcılar para kazanıyor ve yine geri kalan kimseye ödeme yapmıyordu. WGA ise onlara verilenden daha adil bir dilim istiyordu. Senaristler 6 ay boyunca sokaklara döküldü. Ancak 6 ayın sonunda hiçbir şey elde edemeyip işlerine geri döndüler.
2007 grevine gelirsek, bu grevin 1988 grevine benzer nitelikte olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü 2007 grevinin nedeni de DVD ve VHS’i satılan, birden çok kez televizyonda yayınlanan ve internette satışa çıkarılan dizilerinden elde edilen gelirden senaristlerin hiç pay alamamasıydı. Yapımcılar yine tüm parayı kendilerine saklıyorlardı. Bu kez de yapımcılar senaristleri “Yeni Medya” ile kandırma kararı aldılar. Yapımcılar dizileri internete satarak para kazanmaya başlamışlardı. Öncelikle Lost dizisi Apple’a satılmıştı. İnsanlar Lost’un bir bölümüne 1.99$ ödüyor ve o gelirden yine yapımcılar karlı çıkıyordu. Bu olayın olmasından tam bir buçuk yıl sonra ülkenin her tarafından gelen 12 bin emekçi New York ve Los Angeles’ta toplanıp ayaklanma başlattı.
2007 WGA grevi yaklaşık olarak 100 gün sürdü ve Hollywood endüstrisi bu grevden 2.1 milyar dolar zarar etti. Üstelik WGA istediğini elde etmeye çok da yaklaşamadı. WGA, yapımcıların yanı sıra bir yerden daha kazık yemişti: Yönetmenlerden! DGA (Directors Guild of America), senaristlere ihanet ederek AMPTP ile anlaşma masasına oturdu. WGA de sayılarının azalmasına bağlı olarak AMPTP’nin teklifini onayladı. WGA’in söylediğine göre yapımcıların taktiği hep aynıydı: Geri püskürtme. Bir sorunun olduğu ortaya çıkıyor, yapımcılar anlaşma masasına oturup sanki karşısındaki karlı çıkarak şekilde bir şey sunuyormuş gibi görünüyordu. Ancak her daim kendileri çıkarlı oluyorlardı.
Bu sırada Heroes, dönemin diğer dizileri gibi yarım bir şekilde geri döndü. Yalnızca 11 bölümlük ikinci sezonun yayınlanmasının ardından 9 ay diziye ara verildi. Ancak üçüncü sezon daha da düşüş gösterdi. Hiçbir şey diziyi kurtaramadı. Tüm karakterler geri dönülemeyecek kadar mahvedilmişti. Artık seyirciler de ilgi göstermiyordu. İnanılmaz derecede düşük seyreden reytinglerin sonunda da dizi yayından kaldırıldı. Üstelik düzgün bir sona bile ulaşamadan. Tüm diziyi unutsak bile 4. sezonun sonunda Claire’in kameraların önündeki intihar sahnesini unutamayız. Bunun ardından Heroes’un yaratıcısı Tim Kring, dizinin hayranlarından özür diledi.
Söylenilenlere göre dizinin satışa sunulan DVD’sinde, ikinci sezon için çekilen ama grevden dolayı yayınlanamayan bölümler yer alıyor. Bu bölümlerde özellikle Peter’ı farklı bir son bekliyor. Güçlerin kullanılmasını engelleyen virüsle ilgili çok daha tatmin edici gelişmeler meydana geliyor. 11 bölümden oluşan ikinci sezon aslında 22 bölüm olarak tasarlandı. Senaryo hazırdı, ancak grevin ne zaman sona ereceği bilinmediğinden ve bu bölümlerin çekilip çekilemeyeceği belli olmadığından dizinin çekilen kısmına kadar olan sahneleri kurgulanmakla yetinildi. İkinci sezonun finali ise aslında tamamen normal bir bölüm olarak çekilmişti. Yani gerçek ikinci sezonu izlemek istiyorsanız, DVD’yi elde etmeniz gerek.
İlk sezonu ve “Save the cheerleader, save the world” repliğiyle aklımızda yeniden izleyebileceğimiz harika bir bilim kurgu dizisi olarak kalan Heroes’un 2015 yılında devam dizisi çekildi: Heroes Reborn. Noah Bennet ve Hiro Nakamura’nın anısına şöyle bir göz attığımız dizi kelimenin tam anlamıyla korkunçtu. 2006 yapımı dizinin senaryosunun ve verdiği tadın yanında hiçbir anlam ifade etmiyordu. Tim Kring’in TV filmi projesinin ardından Heroes Reborn dizisi de boşa çıkmıştı. Tüm bu senarist grevi ve yapımcı açgözlülüğünün yıkıcılığından muzdarip olan biz Heroes hayranları için yapılabilecek tek bir şey kalıyor: Çizgi romanları edinmek. 2016 yılına kadar toplamda 85 çizgi romandan oluşan Heroes serisi okunmak için bizleri bekliyor!
82ekran için yazan: Özlem Yenilmez