82ekran için yazan: Polat Öziş
İnternetin karanlık dünyasına doğru bir yolculuğa çıkmaya ve dur durak bilmeyen bir maceraya ortak olmaya ne dersiniz? Netflix orijinali olan ve ismiyle dahi merak uyandıran How to Sell Drugs Online (Fast), adıyla müsemma bir şekilde uyuşturucu ve internet üzerindeki satışını merkezine alan ancak bunu müthiş bir girişimcilik örneğine çeviren tavrıyla arz-ı endam ediyor.
Dizi, 17 yaşındaki lise öğrencisi Moritz’in bir yıldır Amerika’da olan sevgilisi Lisa’nın Almanya’ya dönüşü sonrası gerçekleşen ayrılıkları ile kapılarını açıyor. Ancak bu demek değil ki, anlatı izleyicisini teenage bir hikâye içine hapsediyor. Aksine How to Sell Drugs Online (Fast), ilk dakikasından itibaren merkezine yerleştirdiği lise öğrencileri aracılığıyla extacy ve girişimcilik arasında bir bağ kurup ekran başına geçenlere sürprize gebe bir hikaye servis ediyor. Kaldı ki gerilim dozajını harikulade bir şekilde ayarlamayı başarması da dizinin tek solukta tüketilmesinin önünü açıyor.
Eğri oturup doğru konuşalım. Darknet’in gizemli tarafı her daim insanın merakını cezbetmiştir. Uyuşturucu satışından, kiralık katil pazarına dek uzanan karanlık portfolyosu ile bir dönem hepimizin dilinde yer eden bir dünyadan bahsediyoruz. İşte, How to Sell Drugs Online (Fast) bir yandan bu gizemli dünyada neler döndüğüne parantez açarken, arka planda ise girişimciliğin zeka dolu tavrını ön plana çıkarıyor. Zuckerberg’ten, Steve Jobs’a uzanan geniş referans listesi ile Moritz’in macerası bir anda sıradan bir torbacı hikâyesinden çıkıyor ve temelleri sağlam atılmış bir yükseliş anlatısına evriliyor. Bu da dizinin albenisi doruğa çıkaran ana unsur olarak beliriyor.
Doğrusunu söylemek gerekirse, uyuşturucu ile girişimcilik aynı cümle içerisinde kullanıma pek müsait iki kelime değil. Nitekim oldukça tehlikeli sonuçlara gebe bir bileşimden bahsediyoruz. Ancak How to Sell Drugs Online’in (Fast) asıl başarısı da burada gizli. Bir an olsun lafı dolaştırmayan ve yaşananları eğrisiyle doğrusuyla masaya yatıran dizi, realitesinden asla ödün vermezken, olaylara eşit mesafede yaklaşımıyla da anlatıyı daha çekici bir konuma yerleştirmeyi başarıyor. Evet, bir tarafta internetin nimetlerinden yararlanarak milyarder olmaya uzanan bir yol var doğru; ancak diğer tarafta da bekleyen kör bir kurşun! Dizinin izleyicisini böylesine tehlikeli ama diğer taraftan da çekici bir ikilemin ortasına bırakması ise, ilk dakikasından itibaren How to Sell Drugs Online’in (Fast) izlenebilirliğini arttıran en önemli husus.
Tabii, bu noktada dizini ayakta tutan diğer etkenleri de doğru analiz etmek lazım. Evet, karşımızdaki yapım, uyuşturucudan yola çıkan ve internetin uçsuz bucaksız olanaklarını huzurlarımıza getiren bir anlatıya sahip. Ancak How to Sell Drugs Online (Fast) bir yandan da teknolojinin rehin aldığı hayatlara parantez açarak ana temasını doğru temellendiren bir iş. Henüz ilk bölümde, elimizdeki teknolojik cihazlarla dünyayı değiştirme gücüne sahip olduğumuzu ancak bunu ne denli efektif kullandığımız yönündeki sorusuyla bizlere büyük bir soru işareti bırakan dizi, ilerleyen bölümlerde de bu soruyu olabilecek en çarpıcı şekilde cevaplayarak, esasen hepimizin teknoloji ile olan ilişkisini irdelemesine olanak tanıyor.
Evet, Moritz teknolojiyi extacy satarak kullanmayı tercih etti. Ya biz? Instagram’da yaşanılan suni hayatı, gerçekmiş gibi takipçilerimize sunmayı ve buna kendimizi inandırmayı! Hangisi daha acı? Teknoloji sayesinde git gide bir yalanın ortasına saplanmak mı yoksa, ölümcül risklerle dolu bir dünyanın kapısından içeri girmek mi? İşte, dizinin altın değerindeki öğüdüyle karşı karşıyayız. Hangi yolu tercih ederseniz edin, bilinçli bir şekilde teknolojiye kucak açmayanlar hayattan ödün vermeye mecburdur. İster internetten uyuşturucu satın, isterseniz Instagram’ın renkli dünyası içinde kaybolmayı seçin. İkisi de birbirinden farksız ve ikisinin de insanı götürdüğü nokta aynı: Paranoyak şizofreni!
Dizi bir yandan kör göze parmak sokmadan modern dünya eleştirisini dile getirirken, öte yandan ise izleyicisine oldukça seyre değer bir anlatı sunmayı ihmal etmiyor. Nitekim Moritz ve arkadaşlarının başından geçenler, aynı internetin yapay dünyası gibi oldukça eğlenceli ve maceraperest. Keza anbean yükselen gizem sosu ve “Ee şimdi ne olacak?” sorusunun devamlı gündemde olması da cabası! Evet, dizi birçok farklı kavramı tek bir potada eriten ve böylelikle oldukça diken üstü duran konusunu soft bir şekilde izleyicisine servis eden tavra sahip. Esasen bu yöntem, hem dizinin söylemini daha dişe dokunur bir hale getiriyor hem de anlatının didaktik yapısını törpülüyor. Evet, How to Sell Drugs Online (Fast) ekran başına geçenler için müthiş bir ders niteliğinde. Ancak bunu ukalalıktan uzak ve seçtiği lise öğrencileri vesilesiyle basite indirgemiş bir şekilde dile getirmesi, dizinin kurgusal normlarını güçlendirirken, akıcı bir anlatının da huzurlarımıza gelmesine vesile oluyor.
Malum, işin içinde sıfırdan zirveye giden meşakkatli bir yol varsa, bu noktada en önemli yapı taşlarından biri de karakter değişimidir. Bu konunun zirvesi, daha iyisi yapılana kadar Breaking Bad. Malum, sıradan bir kimya öğretmeni olan ve kendi kabuğuna çekilmiş bir insan görüntüsü çizen Walter White’ın sezonlar içerisindeki dönüşümü hala dün gibi aklımızda. Esasen Moritz’in yaşadığı dönüşümün de Walter White’tan hayli öykündüğünü söylemek mümkün. Keza ikisi de sevdikleri için girdikleri bu “karanlık” dünyada, gücün kudretiyle tanışmış ve egolarının esiri olmaktan kurtulamamış iki dahi. Tabii, Moritz’in Walter White kalibresine ulaşabilmek için kırk fırın ekmek yemesi lazım, o ayrı. Ancak her şeye rağmen büyük usta Walter White’ı akıllara getirmesi ise fazlasıyla kıymetli. Tabii bu noktada Moritz’e hayat veren Maximillian Mundt’a da ayrı bir parantez açmak lazım. Karakterin yaşadığı değişimi ayakları yere sağlam basan bir biçimde aks ettiren ve her bölüm üzerine koyarak ilerlemeyi başaran oyuncu, Moritz’in dünyasına daha kolay adapte olmamızdaki de en önemli etkenlerden.
How to Sell Drugs Online (Fast) için övgüyü hak eden detaylarından başında da kurgusu geliyor. Oldukça dinamik bir anlatıyı huzurlarımıza getiren ve tüm gereksiz ayrıntıları kapı dışarı eden dizinin en dikkate değer yanı ritmi. Özellikle Moritz’in yükseliş hikâyesini nokta atışı tercihlerle izleyicisine aktaran ve böylelikle anlatının akıcılığını doruğa çıkaran dizi, amiyane tabirle hiçbir kurşununu boşa sıkmıyor ve her bir detayı bütüne hizmet edecek bir şekilde sunuyor. Bu da dizinin heyecan dozajını diri tutmasına ve soluksuz bir şekilde takip edilmesine olanak tanıyor.
Diziyi muadillerinden ayıran ve izlemeye değer kılan hususlardan biri de interneti adeta bir başrol hüviyetinde kullanması. Whatsapp, Instagram, Facebook gibi her daim göz önünde olan iletişim platformları, gündelik hayatta olduğu gibi How to Sell Drugs Online’ın (Fast) özelinde de bizimle. Esasen dizi bir yandan da görsel sanatların değişen, değişmek zorunda olan duruşunu da gözler önüne seriyor. Evet, teknoloji bu kadar bizimleyse, onu beyazperdeye, ekrana taşımak da kaçınılmaz. Bu çağa ayak uydurmak değil, çağın gerekliliği. Birçok yönetmenin, sinemacının hala tembel davrandığı bu konuyu cesur bir şekilde anlatısına monte eden How to Sell Drugs Online (Fast) böylelikle hem hikayesini daha dişe dokunur bir hale getiriyor hem de gündelik hayattan aldığı referanslarla, izleyicisi ile daha sıkı bağ kurmanın önünü açıyor.
Extacy’nin mutluluk vadeden dünyasını merkezine alan ve bunu girişimciliğin kendine has satır başlarıyla harmanlayan How to Sell Drugs Online (Fast) eğlenceli ve bir o kadar maceraya açık yapısıyla dikkat çeken bir iş. Özellikle dinamizmiyle fark yaratan ve merkezine yerleştirdiği lise öğrencileri vesilesiyle özgün bir yükseliş hikâyesi servis eden dizi, Darknet’ten Steve Jobs’a kadar uzanan geniş portföyüyle seyre değer bir duruş sergiliyor. Şimdiden dilimize bir parmak bal çalan dizi, ikinci sezonu için meraklı gözleri üzerine dikmiş durumda. Evet, genç dimağlar için feyz alınacak bir girişimcilik örneği sunan How to Sell Drugs Online’dan (Fast) öğrenecek çok şeyimiz var, amenna. Ama siz siz olun Moritz’in geçtiği tehlikeli kapıdan geçmeyin. Neme lazım, kurşun adres sormayabilir!