yukari cik
X

Dinimiz Komedi: Giderayak (2018)

Dinimiz Komedi: Giderayak (2018)

82ekran için yazan: Ahmet Toğaç

Deadpan, sermaye ve İslami bir ritüel. Birbiriyle doğrudan bir bağı olmayan bu üç kavram prömiyerini 25. Adana Film Festivali’nde yapan Özgür Cem Aksoy’un Giderayak‘ında birleşmektedir. Film bir defin merasimi sırasında cemaatten birinin telefonunu, daha doğrusu Apple marka Iphone’nunu mezara düşürmesi sonrasında peşi sıra gelişen absürt durumları anlatır. Konusu itibariyle tüm seyircileri içine çekmeyi başaran bu film İstanbul ve Ankara film festivalleri gösterimlerinde hem seyir sırası hem soru cevap bölümünde seyircinin refleksinin en çok hissedildiği film oldu. Festival sürecini tamamlayan film şimdi de Youtube üzerinden online olarak seyirciyle buluşuyor.

İmam, telefonu mezara düşüren adam ve cenaze sahibi arasındaki diyaloglar üzerinden hikayesini aktaran film bir telefon üzerinden sermaye-din arasındaki zayıf temelli ilişkiyle alay etmektedir. Filmin yaklaşık üçüncü dakikasından sonuna dek seyircinin neredeyse aralıksız kahkahaları yalnızca yaratılan komediye değil, perdedeki hem beni hem ötekiyi var eden maskelerin düşürülmesiyle ortaya çıkıyor. Film seyircisini telefon sahibiyle özdeşleştiriyor olsa da Türkiye’nin hem muhafazakar hem de seküler kesimleri filmde kendi benliğinden parçaları karakterlerde bulabilir. Bu şekilde benliğini bulup, karşısında da ötekiyi görebilir. Hem benin hem de ötekinin nesne ve kavramlarla kurduğu ilişki karşılıklı olarak darmadağın olduğu için şehir ve salon değişse de tüm seyirciler ortak bir absürt komediyle toplumu izleyebilirler. Giderayak da asıl gücünü bu ikili yapıdan alıyor. Ancak günümüz kapitalizmin nesnesi olan telefonun İslami kesimler arasında yarattığı ihtilafla da bu güç daha da perçinleniyor. İmam tarafından aktarılan ayetler, cenaze sahibi tarafından aktarılan hadislerle karmaşa içermesiyle cemaat arasında ortaya çıkan karmaşa da büyüyor. Bu karmaşa içinde arada kalan kişi ise seküler taraf oluveriyor. Bu haliyle film ikili tarafın aynası olmakla beraber Türkiye’de seküler orta sınıfın, Hristiyanlıkta olduğu gibi bir sistematikte oluşamamış cemaat ve muhafazakar orta sınıf arasında sıkışmasını da görünür kılıyor.

Filmin başında bir kız çocuğu tarafından uyarılan adamın cenaze merasimini durdurmasıyla başlayan komedi, mezarın içinden çıkan oyuncak telefonla zirve yapıyor. Kapitalizmin metası bir oyuncakla ters yüz edilerek Türkiye’de sermaya/din arasında kurulan ilişkinin ne kadar zayıf temellere dayandığını ortaya konuluyor. Bunun yanında kafası karışık seküler bilincin de aslında bilinçsizlik halinde olduğu ve bu karmaşayı çözebilecek marifette olmadığını da sunuyor. Bir çocuk oyunuyla karışan cenaze, ehemmiyetsiz meseleler üzerine büyük tartışmalar içinde kapalı bir bilinç halinde kalan Türkiye toplumunun da temsili oluyor.

Tüm yapısını kültürden ve karmaşadan alan film buna zıt bir tercih yaparak karakterlerin çevresindeki figüranları yani coğrafya diyebileceğimiz topluluğu bir deadpan biçiminde olabildiğince sessiz ve donuk bırakıyor. Bu tercih absürtlüğü daha ileri sınırlara taşırken filmin beslendiği kargaşa kültürüne ters düşüyor ve Türkiye gerçekliğini bozuyor. Tartışma meseleleri üzerine sessiz kalan toplum metaforu figüran yüzlerinde görünür oluyor. Bu görünürlük ise hikayenin tüm yolu içerisinde pürüzsüz görünmesi gereken metaforu yamalı bir biçimde hissedilir kılıyor. Bu karton figüranlar filmin beslendiği kargaşa kültürü ve yansıttığı Türkiye “mezarlığı”yla içkin olmasa da yapısal gücünü direkt olarak zedelemiyor.

[stextbox id=’info’ shadow=”false” bwidth=’#fcc73f’ ccolor=’fcc73f’ bcolor=’fcc73f’ bgcolor=’fcc73f’ cbgcolor=’fcc73f’ bgcolorto=’fcc73f’ cbgcolorto=’fcc73f’]

Yapım Yılı: 2018
Süre: 10.34

Yapımcı, Yönetmen ve Senarist: Özgür Cem Aksoy
Görüntü Yönetmeni: Muracan Gökçe
Sanat Yönetmeni: Alper Dürer
Işık: Önder İlengir
Kurgu: Murat Sağlam
Oyuncular: Murat Sağlam Mustafa Cengiz Cengiz Samsun Deniz Gerede

[/stextbox]