yukari cik
X

Çocuk Kalmanın Karşı Konulamaz Cazibesi: Unicorn Store (2019)

Çocuk Kalmanın Karşı Konulamaz Cazibesi: Unicorn Store (2019)

82ekran için yazan: Polat Öziş

Büyümeyi reddeden ve çocuk ruhlu olmaktan vazgeçemeyenlerden misiniz? Dert etmeyin yalnız değilsiniz! Son dönemin yükselen yıldızlarından Brie Larson’ın hem yönetip hem de başrolünde yer aldığı Unicorn Store, bir yandan ilerleyen yaşına rağmen çocukluk yıllarının masumiyetini terk etmeyen Kit’i merkezine alırken, öte yandan ise izleyicisine armağan ettiği içten hikâyesiyle dikkat çekmeyi başaran bir film.

Şimdi en son söylenmesi gerekeni en başta dile getireyim. Unicorn Store ne öyle dillere destan bir film, ne de yüzüne bakılmayacak kadar pespaye! Brie Larson’ın ilk yönetmenlik tecrübesini içeren film, “feel good movies” sınıfının orta düzey bir üyesi. Evet, Unicorn Store’u izlerken kamera arkasındaki amatörlüğü anbean hissetmek mümkün. Kaldı ki filmin en zayıf tarafı da biçimi. İnandırıcılıktan uzak duruşu, yer yer yapaylığa kaçan atmosferi, oyuncu yönetimindeki zayıflık derken, Unicorn Store’u başarılı olarak addetmek oldukça zor. Üstüne üstlük ilk defa kamera arkasına geçen Brie Larson’ın kırılma anlarında yeterince efektif olamayışı da filmin ritmini negatife doğru çeken ana etmenlerden. Ancak yiğidi öldürmeden hakkını teslim etmek gerekir. Tüm eksi yönlerine rağmen Unicorn Store çocukluğumuzdan bir parçayı öylesine içten şekilde kucağımıza bırakıyor ki, hikâyenin albenisine kendimizi bırakmak da kaçınılmaz bir süreç halini alıyor.

Hadi itiraf edelim. Ne kadar büyürsek büyüyelim, kaç yaşına gelirsek gelelim, hepimizin içinde gizli tuttuğu ve dışarı çıkarmak adına hazır kıta beklediği küçük bir çocuk vardır. Bu çocuk, kimi insanda kapalı kapıların ardında kamufle olurken kimi insanda ise apaçık ortadır. Hatta onu her daim gün yüzünde tutar ve böylelikle neşesini daha deli dolu yaşamayı tercih eder. Esasen Kit’in macerası da içindeki çocuğu gizlemeyenlerin, hep çocuk kalmayı yeğleyenlerin anlatısı… Hayallerine sıkı sıkıya sarılan ve her ne olursa olsun onlardan vazgeçmeyenlerin hikâyesi. Filme bir de böylesine masumane bir şekilde yaklaşınca, tüm olumsuz görüşleri kapı dışarı etmek mümkün hale geliyor. Kaldı ki Kit’in henüz ilk dakikalarda üzerine giydiği o saf ve temiz zırh, karaktere karşı sempati beslenilmesinin önünü açmakla kalmıyor, üstüne üstlük içimizdeki o deli dolu çocuğu da harekete geçirmeyi başarıyor.

Eğer Unicorn Store’a seyre değer bir film yakıştırması yapacaksak, bundaki ana değişken kuşkusuz ki anlatının samimiyeti olacaktır. Kit’in filmin başından itibaren bir çocuk edasıyla karşımıza gelmesi ve daha da önemlisi bir an olsun içtenliğinden taviz vermeyişi, anlatının tüm negatif yönlerine rağmen çekici yapısını diri tutmasına olanak tanıyor. Nitekim Unicorn Store için söylenmesi elzem olan husus duyguları harekete geçiren bir his filmi oluşudur. Hadi itiraf edelim, tüm dünyayı karşısına alıp, hayallerinin peşinden gitmek için çaba sarf eden Kit’in mücadelesi tam da bam teline dokunacak cinsten değil mi? Doğrusunu söylemek gerekirse Kit’in bir unicorna sahip olma isteği ve akabinde gelişen olaylar silsilesi, en taş kalpliyi bile yumuşatacak ve tebessüm ettirecek olayları bünyesinde barındırıyor. Bu da Brie Larson’ın beceriksiz bir yönetmen olsa dahi, hikâyeye ruhunu verdiğini ve olabilecek en içten şekilde izleyicisinin karşısına çıktığının yegane göstergesi.

Tabii, Unicorn Store Kit’in enteresan macerasının ortasına bizleri bırakırken, bir gerçeği daha gün yüzüne çıkarıyor; o da yaşamın bir yolculuktan ibaret olduğu. Evet, hayat kocaman bir serüven… Ama bizi a noktasından b noktasına götüren basit bir araçtan fazlası. Hadi itiraf edelim, çıktığımız birçok yolculukta varış noktası bir zaman sonra önemini kaybeder. Çünkü yol, öylesine sihirli bir öğretmendir ki, insani cazibesinin tam ortasına hapseder. Aynı Unicorn Store’da olduğu gibi… Kit’in bir unicorna sahip olmak için çıktığı macera, onu öyle bir noktaya getirir ki, ulaşmak istediği önemsizleşir. Çünkü o, hayattan alacağını o yolculuk esnasında çoktan almıştır bile. Büyümüş, olgunlaşmış ve çokça tecrübe kazanmış bir şekilde varış noktasına gelmiştir. Peki, artık ulaşmak istediği hayal mi önemlidir yoksa tüm bu macera süresince elde ettiği kazanımlar mı? Filmin asıl kilit noktası da burası. Nitekim Unicorn Store Kit’in çıktığı bu macerayı öylesine maceraperest bir haleti ruhiyede sunuyor ki, bir anda en baba yol filmine taş çıkaracak kıvama geliyor. Bu da hem yolculuğun öğretici tarafını bir kez daha anımsamamıza yardımcı oluyor, hem de kat ettiğimiz mesafenin araç değil hakiki amaç olduğu gerçeğiyle bizleri bir kez daha yüzleştiriyor.

Tabii Unicorn Store ile ilgili konuşuyorsak, Brie Larson’a apayrı bir parantez açmak şart. Adıyla dahi çocuk olmaya atıfta bulunan Kit’e hayat veren yetenekli oyuncu şüphesiz ki filmi gövde gösterine dönüştürmüş vaziyette. Tabii eğri oturup doğru konuşalım; Brie Larson’ın kamera arkasındaki performansıyla sınıfta kaldığı su götürmez bir gerçek. Gerek hikâyenin içine sendeleyen bir biçimde yerleştirilen fantastik öğeler, gerekse anbean sekteye uğrayan ritmi Unicorn Store’un yönetmenliğini alaşağı ediyor. Ancak şu da bir gerçek ki, Brie Larson kamera arkasında ne kadar vasat bir duruş sergiliyorsa, kamera önünde de bir o kadar şaha kalkıyor. Düşünsenize, kısa bir süre önce Captain Marvel gibi güçlü bir kadın profilini huzurlarımıza getiren oyuncunun, bu sefer deyim yerindeyse ergen irisi bir kız çocuğunu ekranlara taşıdığına şahitlik ediyoruz. Daha da ilginci Kit’in tüm çocuksu haleti ruhiyesini inandırıcı kılmayı başarıyor. Bu da Brie Larson’ın oyunculuk bazında takdire şayan bir tavır sergilediğinin altını çizmemize olanak tanıyor.

30’una merdiven dayayan ancak büyümeyi reddeden ve kendi hayal dünyasında yaşamayı tercih eden Kit’in fantastik hikâyesini huzurlarımıza getiren Unicorn Store, zayıf biçimiyle sınıfı geçemese de içten hikayesi ve Brie Larson’ın başarılı oyunculuğuyla kendini izlettirmeyi başaran keyifli bir seyirlik. Son dönemin yükselen trendi “feel good movies” türünün nevi şahsına münhasır bir üyesi olan film, özellikle izleyicisinin bam teline dokunması ve duyguları harekete geçirmesi hasebiyle değer kazanan bir iş. Eğer ki kendinizi, yetişkinliğin katı duvarları arasına sıkışmış hissediyor ve çocukluğun o masumane yüzüne sıkı sıkıya sarılmak istiyorsanız, tüm olumsuz eleştirileri kapı dışarı edip Unicorn Store’u seyre dalın. Pişman olmayacaksınız!