yukari cik
X

4. Sezon 2. ve 3. Bölüm İncelemesi: Behzat Ç.

4. Sezon 2. ve 3. Bölüm İncelemesi: Behzat Ç.

82ekran için yazan: Polat Öziş

Ha bugün, ha yarın geri dönecek derken 6 senelik ayrılığın ardından izleyicisini selamlayan Behzat Ç., kendisini Bir Ankara Polisiyesi yapan tüm nüansları öne çıkaran bir ilk bölümle sahne almış durumda. Eh tabi durum böyle olunca dizinin 4. sezonuna dair beklenti de hayli arttı. Özellikle Ercüment Çözer ve Memduh Başgan gibi hikayenin kilit iki karakterinin devreye girmesiyle vadedilen gizemin tavan yaptığı da aşikar. Tabii bu noktada dengeyi de iyi tartmak lazım. Nasıl ki ilk bölüm Hayalet, Şevket Ç., Tahsin ve tabii ki Behzat Ç. gibi karakterlerle hasret giderme seansıysa, ikinci bölüm de Ercü ve Başgan’a “hoş geldin” temennilerini sunma aşamasıydı.

[stextbox id=’alert’ shadow=”false” bwidth=’#fa4141′ ccolor=’fa4141′ bcolor=’fa4141′ bgcolor=’fa4141′ cbgcolor=’fa4141′ bgcolorto=’fa4141′ cbgcolorto=’fa4141′]2. Bölüm Spoiler Alert[/stextbox]

Eh, bir yerde Ercüment Çözer ve Memduh Başgan ismi geçiyorsa, orada derin devletin karanlık yüzüne ve saygısızlığa karşı gelişen caniliğe rastlamak da fazlasıyla mümkün. Keza Ercüment Çözer’in göründüğü ilk sahnede de bu iki gerçek karşımıza çıkıyor. Tabii bu noktada önemli olan ve 4. sezonun hikâyesini şekillendirecek asıl etmen, yani Ercüment’in savaş açtığı devletin içindeki bilinmez yapının öne çıkması da gidişat için fazlasıyla önemli.

Eğri oturup, doğru konuşalım. Behzat Ç. referanslarını gündelik hayattan alan ve gerçekçilik dozajıyla izleyicisinin kalbini fetheden bir iş. Hal böyle olunca da aradan geçen 6 yıllık süreçteki siyasi iklim değişikliğinin diziye yansıması kaçınılmazdı. Buradaki kilit nokta ise, senarist Ercan Mehmet Erdem’in yaşanan onca hadiseye hangi çerçeveden bakacağıydı. Gelgelelim ki 2. bölümün gizemli karakteri olarak arz-ı endam eden Katip’in varlığı, gelecek bölümler için birçok tüyoyu da izleyicinin kucağına bırakmış vaziyette. Özellikle Memduh Başgan’ın sorduğu “kimsiniz lan siz?” sorusuna verdiği “yerli ve milliyiz” yanıtı, günümüz siyasi konjonktürünün hiç de yabancı olmadığı bir kalıp. Keza hemen akabinde cemaat göndermesine Katip’in “onları bitiren biziz” diye karşılık vermesi ve Ercüment Çözer’in “zamanında onlarla anlaşan da sizsiniz” cevabı, 4. sezonda hükümetin de açık açık işin içinde olacağının yegane göstergesi.

Derin devletin, hikayenin içine monte edilmesi dışında ise temposu hayli düşük bir bölümle karşı karşıya olduğumuz aşikar. Nitekim ortada kurulmakla yükümlü bir cinayet büro var. Tabii bu noktada gelişecek önemli hadiselerden biri de 4. sezonda olmayacak Harun’un ikamesini yaratmak. Dürüst olmak gerekirse 3 sezon ve 2 sinema filmi boyunca Fatih Artman’ın oluşturduğu albeninin üzerine çıkmak, hiç de kolay bir iş değil. Nitekim Ercan Mehmet Erdem de bunun farkında ki, yeni bir Harun yaratmaktansa, Harun-Cevdet karışımı biraz saf, birazsa komik Suat Bağcı’yı devreye sokmuş durumda. Evet, her ne kadar ilk başta Suat’ın tavırları eğreti geliyorsa olsa da bölümler ilerledikçe dizinin mizahına farklı bir tat katacağı da su götürmez bir gerçek.

[stextbox id=’alert’ shadow=”false” bwidth=’#fa4141′ ccolor=’fa4141′ bcolor=’fa4141′ bgcolor=’fa4141′ cbgcolor=’fa4141′ bgcolorto=’fa4141′ cbgcolorto=’fa4141′]3. Bölüm Spoiler Alert[/stextbox]

Gelelim üçüncü bölüme… Cinayet Büro yeniden inşa edilmiş, Ercüment Çözer’in savaşacağı derin yapı da iyiden iyiye ayyuka çıkmış vaziyette. Esasen dizinin, bu noktaya kadar adımlarını bilinçli ve sağlam attığını söylemekte yarar var. Aceleye mahal vermeden, ilmik ilmik işlenen bir genel hikaye ve her bölümün özelinde gelişecek özel hikayecikler… Üçüncü bölüme geldiğimizde ise Behzat Ç.’yi Behzat Ç. yapan 3. sayfa cinayetlerinde sıra. Malum, geçtiğimiz yıl gündemi epey meşgul eden Palu Ailesi ile tanışmıştı tüm Türkiye. Çocuk tacizi, sahte din tüccarlığı derken toplumda karşılaşılması pekala mümkün bu garip aileden feyz alarak ortaya çıkan bölüm, cehaletin sınırlarını da zorlayacak cinsten. Keza daima izleyicisinin vicdanına dokunma gayesi taşıyan Behzat Ç.’nin, eski bölümlerini andırırcasına ortaya koyduğu performansın, toplumun kirli yüzünü bir kez daha resmettiği de apaçık şekilde ortada.

Bölümün diğer kanadında gelişen hadisenin ise finale doğru vuruculuğunu maksimize ettiği aşikar. Özellikle harikulade bir ikili görüntüsü çizen ve deyim yerindeyse Hacivat-Karagöz edasıyla arz-ı endam eden Ercüment Çözer-Memduh Başgan ikilisinin ortaya koyduğu performans burada ziyadesiyle kıymetli. İkili, hem bölümün mizah yükünü, hem de gizem dozajını yukarı taşıma konusunda fazlasıyla işlevsel. Tabii, gelelim herkesin ağzını açık bırakan, “Ne oluyoruz lan” nidaları attıran bölüm finaline. Doğrusunu söylemek gerekirse devlet içinden tasfiye edilen cemaat yapılanmasından sonra, nasıl bir derin devlet şablonu çizileceği büyük bir muammaydı. Ancak Ercan Mehmet Erdem’in yazdığı senaryo, her bölüm cesaretini bir üst noktaya taşıyor. Özellikle final sekansında ortaya çıkan “devlet erkanı” ve bindikleri TIM plakalı araçlar, hükümetin içindeki yeni kanada karşı gelişecek söylem için merak duygusunu kabartan cinsten.

9 bölüm olarak tasarlanan yeni sezonu üç eşit parçaya bölmek gerekirse, ilk üç bölümün hikayenin serim aşamasını oluşturduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Nitekim hikayenin giriş evresi olarak tasarlanan bu üç bölümün detaycı ve gizem dozajını yukarı çekecek şekilde dizayn edildiği de su götürmez bir gerçek. Evet, Behzat Ç.’nin sevilmesine olanak tanıyan birçok farklı husus var. Ancak hepsini topyekun sunmak da pekala imkansız. Bu ana kadar hikaye ve hikayeciklerin sekteye uğramadan, akıcı ve cazibesi yüksek bir şekilde izleyiciye aktarıldığı aşikar. Tahsin’in yerine gelen Faruk Müdür’ün, Memduh Başgan ile olan ilişkisinin ayyuka çıkması ve hükumet içindeki yeni yapılanmanın ilerleyen bölümlerde deşifre edileceğini varsayarsak, yeni eklenen parçalarla birlikte Behzat Ç.’nin harikulade bölümlere gebe olduğunu da söylemek abartılı bir iddia olmayacaktır.